Eğitim harcamaları enflasyon karşısında eriyor

Eğitimde yaşanan reel azalmanın önüne geçebilmek adına, devletin ve ilgili kurumların eğitime daha fazla yatırım yapması, öğrencilere daha iyi olanaklar sağlanması, eğitimdeki fırsat eşitsizliklerinin giderilmesi büyük bir öneme sahip. Ayrıca, eğitim sektöründeki paydaşların iş birliği yaparak daha sürdürülebilir ve etkili çözümler üretmeleri, ülkedeki eğitim sisteminin güçlenmesine katkı sağlayabilir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan 2022 yılı Eğitim Harcamaları İstatistikleri, ülkedeki eğitim harcamalarının enflasyon karşısında giderek eridiğini ortaya koyuyor. 2022 yılında eğitim harcamaları nominal olarak %69,3 artarak 587 milyar 438 milyon TL’ye ulaştı. Ancak, bu artışın enflasyon etkisiyle reel olarak bir azalmaya işaret ettiği görülüyor.

Eğitime ayrılan bütçenin yetersizliği, uzun yıllardır tartışılan bir konu. Bu yıl da durum farklı değil. 2023 yılı için Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) ayrılan bütçe 570 milyar 44 milyon 65 bin TL olsa da, eğitimcilere ve öğrencilere göre bu bütçe ihtiyaçları karşılamak için oldukça yetersiz.

Eğitimciler, artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında maaşlarının ve özlük haklarının iyileştirilmesini, okullarda altyapı eksikliklerinin giderilmesini ve eğitim materyallerinin güncellenmesini talep ediyor. Öğrenciler ise daha fazla burs imkanı, yurt kapasitesinin artırılması ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gibi konularda çözüm bekliyor.

Özellikle 2022 yılı Aralık ayında gerçekleşen %64,27’lik enflasyon oranı, eğitim harcamalarındaki nominal artışın büyük bir kısmını absorbe ederek reel değer kaybına neden oldu. TÜİK tarafından paylaşılan verilere göre, dolar bazında değerlendirildiğinde ise eğitim harcamalarında herhangi bir artıştan söz etmek zor.

Eğitim harcamalarındaki bu artışın enflasyon karşısında erimesi, GSYH içindeki payın düşmesine ve öğrenci başına harcamalardaki azalmaya yol açıyor. Bu durum, ülkedeki eğitim sektöründe endişe verici bir tabloyu ortaya koyuyor. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanması için enflasyonun kontrol altına alınması ve eğitim harcamalarının artırılması gerekliliği ön plana çıkıyor.

Eğitimde yaşanan reel azalmanın önüne geçebilmek adına, devletin ve ilgili kurumların eğitime daha fazla yatırım yapması, öğrencilere daha iyi olanaklar sağlanması, eğitimdeki fırsat eşitsizliklerinin giderilmesi büyük bir öneme sahip. Ayrıca, eğitim sektöründeki paydaşların iş birliği yaparak daha sürdürülebilir ve etkili çözümler üretmeleri, ülkedeki eğitim sisteminin güçlenmesine katkı sağlayabilir.

Kurul: Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2024 bütçesi yetersiz

Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, Kasım 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2024 bütçesinin yetersiz olduğunu söylerken, bütçenin giderek azaldığını savundu:

2002-2024 yılları itibarıyla MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın gelişim seyri, her fırsatta ‘Bütçeden en çok payı eğitime ayırdık’ diyenlerin halkı nasıl yanılttıklarını, eğitime ayrılan bütçenin ne kadarının yatırıma ayrıldığını gizlemeye çalışarak gerçekleri nasıl çarpıttıklarını açıkça göstermektedir. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, eğitim hizmetlerinin sunumu açısından çok önemli olan yatırım bütçesi 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilemiştir. Eğitimde 4 4 4 düzenlemesi sonrasında kısmen de olsa artışa geçen eğitim yatırımları payı sonraki yıllarda istikrarsız bir çizgi izlemiştir. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2023’te yüzde 9,18 iken, 2024’te yüzde 9,16’ya gerilemiş ve 22 yıl öncesinin çok gerisinde kalmıştır.

Kurul: “Okul bütçeleri yetersiz”

Türkiye’de eğitim kurumlarının büyük bölümünün mülkiyeti hala devlete ait olmasına rağmen, eğitim kurumlarında verilen hizmetlerin önemli bir bölümü geçtiğimiz yıllar içinde adım adım ticarileştirilmiş ve özelleştirilmiştir. Eğitimde yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları, kimi zaman açık, ama çoğunlukla gizli olarak yapılmıştır. Bir taraftan eğitimin büyük bir bölümü zamanla birer ‘ticari işletme’ haline getirilen devlet okullarında sürdürülürken, diğer yandan eğitimin kamusal finansmanının tasfiye edilmesi yoluyla yoksul halkın eğitim finansmanı içindeki payı sürekli artmıştır. Ülkemizde okulların önemli bir bölümü ciddi anlamda ödenek sıkıntısı çekerken, bakanlığın okullara ihtiyacı kadar ödenek ayırmaması nedeniyle, okulların pek çok ihtiyacı öğrencilerden düzenli olarak toplanan aidatlar, bağışlar ve okulların ticari faaliyetlerinden karşılanmaktadır. Eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmaması ve okullara gönderilen ödeneklerin zorunlu harcamalara bile yetmemesi, okulların altyapı sorunları ve fiziki donanım eksikliklerinin sürekli artmasına neden olmaktadır. Devlet okulları yıllardır adeta kaynak yaratmaya zorlanarak, öğretmenler ise öğrenci ve velileri ile ‘satıcı-müşteri’ ilişkisi gibi para ilişkisine girmek zorunda bırakılmaktadır.

“Eğitim emekçileri geçinemiyor”

MEB bütçesinin büyük bölümünün personel harcamalarına ayrılmış olması, eğitim emekçilerinin geçim sıkıntısı çekmediği anlamına gelmemektedir. Hükümet yıllardır bütçeden en çok payı eğitime ayırdıklarını iddia etse de yüzbinlerce eğitim emekçisi yıllardır açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırına uzak bir yaşam sürdürmektedir. Göreve yeni başlayan bir öğretmenin aldığı maaş ABD doları bazında 10 yıl önceki seviyenin gerisindedir. 2014 yılında öğretmen maaşıyla 942 ABD doları alınabiliyorken bugün 795 ADB doları alınabilmektedir. 10 yıl önce maaşıyla 14 çeyrek altın alabilen bir öğretmen, bugün maaşıyla 7 çeyrek altın alabilmektedir.

Nejla Kurul, Kasım 2023’te yaptığı açıklamada; 2024 Millî Eğitim Bakanlığı bütçe taleplerini şu şekilde sıralamıştı:

MEB ve Yükseköğretim bütçeleri iki kat arttırılmalı

2024 yılı için öngörülen eğitim ve yükseköğretim bütçeleri ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki alt yapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir. MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalıdır. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir bütçe sistemi oluşturulmalı, bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.

Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasına son verilmeli

Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmeli, özel okullara aktarılan kaynaklar, destek ve teşvikler devlet okulları için harcanmalıdır. Okul öncesi eğitim başta olmak üzere, eğitimin bütün kademelerinde öğrencilere en az bir öğün ücretsiz yemek verilmelidir. Eğitim yatırımları arttırılmalı, tüm kamu emekçilerine ücretsiz okul öncesi kurumlar ve kreşler için bütçeden pay ayrılmalıdır. Ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete dahil edilmeli ve emekli maaşlarına yansıtılmalıdır. 2024 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, sosyal yardımlara günün koşullarına uygun ve ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.

Eğitime Hazırlık Ödeneği, bütün eğitim emekçilerine verilmeli

Öğretmen ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalı, ataması yapılmayan öğretmenler öğretmenin tamamı kadrolu olarak atanmalı, okullara acilen 100 bin yardımcı hizmetli istihdam edilerek, geçici istihdam uygulamalarına son verilmelidir. Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine en az bir maaş tutarında, dönem başlarında olmak üzere yılda iki kez ödenmelidir. Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.”

More From Forest Beat

Dünyada ve Türkiye’de Yıllık Eğitim Enflasyonunun Değişimi: Nedenleri, Etkileri ve Geleceği

Eğitim, bireylerin ve toplumların gelişimi için en önemli unsurlardan biri olsa da, son yıllarda artan eğitim maliyetleri büyük bir tartışma konusu halinde. "Eğitim enflasyonu"...
Eğitim
9
dakika

Engelli Çocuklar Eğitimde Eşitsizliklerle Mücadele Ediyor

Türkiye’de engelli çocukların eğitime erişimi, toplumsal eşitsizliklerin bir yansıması olarak önemli bir sorun teşkil ediyor. Eğitim İzleme Raporu 2024’e göre, engelli çocukların eğitime dahil...
Eğitim
5
dakika

Türkiye’de Kütüphane Sayısı ve Yayın Materyalleri sayısında önemli artış

Türkiye’deki kütüphane sayısı, 2023 yılında 48 bin 733’e ulaşarak önemli bir artış gösterdi. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nin idari kayıtları esas alınarak yayımlanan istatistikler, kütüphane çeşitliliğinin...
Eğitim
2
dakika

Yapay Zeka ve Otomasyon, İş Dünyasında Devrim Yaratıyor: İş Gücü Değişiyor

Teknoloji dünyasının hızla ilerlemesi, iş dünyasında köklü değişimlere yol açıyor. Özellikle yapay zeka ve otomasyon teknolojileri, geleneksel iş süreçlerini dönüştürerek, insan kaynaklı iş gücünün...
Eğitim
7
dakika
spot_imgspot_img