İspanya ve İsveç gibi ülkelerde insanlar, evlilik öncesi güven ve duygusal bağlarını uzun süre koruyarak bilinçli bir karar veriyor. Türkiye’de ise, erken yaşta evlenme eğilimi devam etse de son yıllarda gençler, eğitimlerini tamamlayıp kariyerlerine odaklanmak amacıyla evlilik kararını erteleme eğiliminde. Ekonomik sorunlarda gençlerin evlenme kararlarını ertelemelerinde etkili oluyor. Bu durum, toplumsal yapının dönüşümünü gözler önüne seriyor.
Eurostat 2022 verilerine göre, Avrupa’da ilk evlilik yaşı ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösteriyor. En genç yaşta evliliklerin yapıldığı ülkelerden Türkiye ve Romanya’da insanlar daha erken yaşlarda hayatlarını birleştirme kararı alırken, İspanya, İsveç ve Fransa gibi ülkelerde evlilik yaşı ortalamaları 30’ların ortalarına kadar çıkıyor.
Bu farklılıklar bize kültürel çeşitliliğin yanı sıra, toplumsal güven düzeyleri ve bireylerin hayatları üzerinde kurdukları denge hakkında da önemli ipuçları sunuyor. Geleneksel aile yapısının güçlü olduğu toplumlarda, bireyler daha erken yaşta evlenerek hayatlarını birlikte kurmaya başlıyor. Türkiye gibi ülkelerde genç yaşta evlilik yaygın görülürken, Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelerde bireysel gelişim ve kariyer ön planda tutuluyor, bu da evlilik yaşını daha ileriye taşıyor.
Değişen Eğilimler: Türkiye Örneği
Ancak ilginç olan nokta, Türkiye dahil birçok Avrupa ülkesinde evlilik yaşının giderek yükselmesi. Özellikle son on yıllarda Türkiye’de de gençler, eğitimlerini tamamlamak ve kariyerlerine başlamak gibi nedenlerle evlilik kararını daha ileri yaşlara ertelemeye başladı. Bu değişim, toplumsal yapıdaki dönüşümün ve bireylerin kendi hayatlarını güvence altına alma isteğinin bir yansıması olarak görülüyor. Türkiye’de kadınların ortalama evlenme yaşı 25.6, erkeklerin ise 28.3 olarak belirtilmiş; bu değerler, geçmiş yıllara oranla bir artışı işaret ediyor ve bireylerin artık daha bağımsız bir şekilde, kişisel gelişimlerini ön planda tutarak evlilik kararını verdiğini gösteriyor. Ekonomik koşulların da bu değişimde önemli bir rolü var; yüksek enflasyon, istihdam sorunları ve ekonomik belirsizlikler, gençlerin mali açıdan daha güvende hissetmeden evlilik yapmalarını zorlaştırıyor. Gençler, maddi açıdan kendilerini yeterince hazırlamadan böyle bir adım atmayı tercih etmemekle birlikte, ekonomik kaygılar, yaşam standartlarını yükseltme arzusuyla birleşerek evlilik yaşını daha da ileri bir tarihe itiyor.
Evlilik Yaşı Avrupa’da da ülkeden ülkeye değişiyor
Özellikle İspanya ve İsveç gibi evlilik yaşı yüksek olan ülkelerde, insanların birbirlerine duydukları güvenin oldukça kuvvetli olduğu biliniyor. Bu ülkelerde bireyler, duygusal bağlarını ve güven ilişkilerini uzun süre koruyarak daha bilinçli bir şekilde evlilik yoluna adım atıyorlar. Türkiye gibi evliliğin daha erken yaşlarda tercih edildiği toplumlarda ise, toplumsal bağların kuvvetli olduğu, bireylerin erken yaşta birbirlerine güven duyarak birlikte bir hayat kurma yoluna çıktıkları gözlemleniyor. Ancak son yıllardaki bu gecikme eğilimi, Türkiye’de de toplumun değişen beklentiler ve modernleşme süreciyle birlikte evlilik yaşına dair algıların dönüşmeye başladığını gösteriyor.
Bu veriler, Avrupa’daki kültürel çeşitliliğin ve toplumsal değerlerin evlilik yaşına olan etkisini gözler önüne sererken, her bir toplumun kendi değerleri doğrultusunda mutluluğu bulmaya çalıştığını ve güven duygusunun her yerde benzer bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Güçlü bir aile yapısının temelinde yatan güven duygusu, kıtanın dört bir yanındaki toplumsal bağları güçlendiriyor.