Evlilikler Kısalmalı önerisi, evlilik sayılarının azalmasına çözüm olabilir mi?

Geçtiğimiz yıl, ünlü başka bir Alman sosyolog Hartmut Rosa ve bazı meslektaşları, evliliklerin yedi yıllık dönemlerle sınırlandırılmasını önerdi. Bu öneriye göre, çiftler yedi yılın sonunda evliliklerini yeniden değerlendirme ve yenileme veya sonlandırma seçeneğine sahip olacaklar. Bu sistem, evliliklerin doğal döngülerindeki tatminsizliklerin ve krizlerin önüne geçmeyi amaçlıyor. Özellikle "yedi yıllık kaşıntı" olarak bilinen ve ilişkilerde genellikle yedi yıl civarında ortaya çıkan krizlerin bu şekilde daha yapıcı bir şekilde yönetilebileceği düşünülüyor.

Son yıllarda Türkiye’de evlilik oranlarında belirgin bir düşüş gözleniyor. TÜİK verilerine göre, 2015 yılında 600 bine yakın çift evlenirken, 2023 yılında bu sayı 500 binin altına düşmüş durumda. Toplumda değişen değerler, ekonomik zorluklar ve bireysel özgürlüklere verilen önemin artması gibi faktörler, evlilik kurumunun cazibesini yitirmesine neden oluyor. Peki, bu düşüşü tersine çevirecek bir çözüm bulunabilir mi?

Bir Alman sosyolog olan Wolfgang Scheibelsberger’in yaptığı bir araştırmaya göre, evliliklerde en fazla risk 7. yılda yaşanıyor. Bu araştırmaya göre, evliliklerin %60’ı ilk 15 yıl içinde sona eriyor ve bu risk 7. yılda en yüksek seviyeye çıkıyor. Scheibelsberger, bu bulgunun birkaç olası açıklamasını sunuyor:

  • Balayı döneminin sona ermesi: Evliliğin ilk yılları genellikle heyecan ve tutkuyla doludur. Ancak zamanla bu heyecan azalabilir ve çiftler günlük yaşamın rutinine adapte olmak zorunda kalabilir.
  • İletişim problemleri: Çiftler zamanla birbirleriyle açık ve dürüst iletişim kurmakta zorlanabilirler. Bu da anlaşmazlıklara, kızgınlığa ve kavgaya yol açabilir.
  • Büyüme ve değişim: Evlilik boyunca hem bireyler hem de çiftler olarak büyür ve değişir. Bu değişimler her zaman birbirleriyle uyumlu olmayabilir ve çatışmalara yol açabilir.
  • Dış stres faktörleri: Maddi zorluklar, iş stresi veya ailevi problemler gibi dış stres faktörleri de evliliklerde gerilime neden olabilir.

Alman Sosyologlardan Yenilikçi Öneri

Geçtiğimiz yıl, ünlü başka bir Alman sosyolog Hartmut Rosa ve bazı meslektaşları, evliliklerin yedi yıllık dönemlerle sınırlandırılmasını önerdi. Bu öneriye göre, çiftler yedi yılın sonunda evliliklerini yeniden değerlendirme ve yenileme veya sonlandırma seçeneğine sahip olacaklar. Bu sistem, evliliklerin doğal döngülerindeki tatminsizliklerin ve krizlerin önüne geçmeyi amaçlıyor. Özellikle “yedi yıllık kaşıntı” olarak bilinen ve ilişkilerde genellikle yedi yıl civarında ortaya çıkan krizlerin bu şekilde daha yapıcı bir şekilde yönetilebileceği düşünülüyor.

Türkiye’deki Durum

Türkiye’de evlilik oranlarının azalmasında pek çok etken rol oynuyor. Gençler arasında evliliğe olan ilginin azalması, kariyer ve eğitim önceliklerinin artması, ekonomik belirsizlikler ve yüksek yaşam maliyetleri gibi faktörler, evlilik kararını ertelemeye veya tamamen vazgeçmeye neden oluyor. Ayrıca, boşanma oranlarındaki artış da evlilik kurumuna olan güveni sarsan bir diğer önemli etken. TÜİK verilerine göre, boşanma oranları son on yılda düzenli olarak artış göstermiş.

2023’de biten evliliklerin bitiş sürelerine bakıldığında, ilk 5 yılda biten evlilik sayılarının sayısının 57 bin civarında olduğu, 6-10 yıl arasında biten evliliklerin sayısının 37 bin civarında olduğu görülüyor. 2023 yılında biten toplam evlilik sayısı 172 bin civarında.

2023 istatistiklerine göre en çok evliliğin olduğu ilk 12 il ve en çok boşanmanın olduğu 10 il aşağıda:

 

Evlilikleri Nasıl Canlandırabiliriz?

Alman sosyologların önerisi, Türkiye’de de evlilik kurumunu canlandırmak için bir çözüm olabilir mi? Bu konuda çeşitli görüşler bulunuyor. Uzmanlara göre, evliliklerin belirli aralıklarla yeniden değerlendirilmesi, çiftlerin ilişkilerindeki sorunları daha erken fark edip çözüm bulmalarına yardımcı olabilir. Bu da uzun vadede boşanmaların azalmasına ve evliliklerin daha sağlıklı bir şekilde devam etmesine katkı sağlayabilir.

Alternatif Yaklaşımlar

Evliliklerin yeniden değerlendirilmesi fikrinin yanı sıra, Türkiye’de evlilik kurumunu güçlendirmek için farklı yaklaşımlar da değerlendirilebilir. Örneğin, gençlere yönelik evlilik ve aile danışmanlığı hizmetlerinin artırılması, ekonomik destek programlarının uygulanması ve evlilik öncesi eğitimlerin yaygınlaştırılması gibi önlemler, evliliklerin sürdürülebilirliğini artırabilir.

Sosyal ve Kültürel Değişimler

Toplumda evliliğe ve boşanmak konusuna bakış açısının değişmesi de önemli bir faktör. Modern yaşamın getirdiği bireysellik ve özgürlük anlayışı, evlilik kurumunu da etkiliyor. Gençler, kişisel gelişimlerine ve kariyerlerine öncelik vererek evlilik kararını erteleyebiliyorlar. Bu noktada, evliliğin bireysel özgürlüklerle uyumlu bir yaşam biçimi olarak yeniden tanımlanması, evlilik kurumunun cazibesini artırabilir.

Türkiye’de evlilik oranlarının azalması, sosyolojik ve ekonomik pek çok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir sorun. Alman sosyologların “evlilik 7 yıl olsun” önerisi, bu sorunun çözümünde yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Ancak, bu önerinin Türkiye’de uygulanabilirliği ve etkileri, detaylı bir şekilde incelenmeli ve tartışılmalı. Evlilik kurumunu güçlendirmek için atılacak her adım, toplumun temel yapı taşlarından biri olan aile yapısının korunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.

More From Forest Beat

Evlilik kurumu global krizde: Sayılar düşüşü ve değişimi gösteriyor

Evlilik kurumu, dünya genelinde ve Türkiye'de giderek daha az tercih edilen, yapısı değişen bir müessese haline geliyor. Konuyla ilgili yapılan saha araştırmaları ve istatistikler,...
Nüfus
5
dakika

Gametofobi: İstatistiklerle Evlilik Korkusunun Yükselişi

Yunanca "gamos" (evlilik) ve "phobos" (korku) kelimelerinden türeyen gametofobi, modern çağın en dikkat çekici psikolojik sorunlarından biri haline gelmeye başlıyor. Bireyin evli olma halinden...
Genel
5
dakika

Ölüm nedenlerinde cinsiyet anomalisi

TÜİK'in seçilmiş ölüm nedenleri verilerinde, kadın ve erkek ölüm profilleri arasında çarpıcı farklılıklar bulunuyor. Dolaşım sistemi hastalıklarından, 2024 yılında ölen erkek sayısı 89866 iken,...
Nüfus
1
dakika

Ocak ayı ölüm ajansı: Soğuklar ve sıcaklar can alıyor

Türkiye'de yılın en soğuk ayı olan Ocak, aynı zamanda en ölümcül ay olma unvanını da taşıyor. TÜİK'in 2024 verilerine göre Ocak ayında 48.698 kişi...
Nüfus
3
dakika
spot_imgspot_img