Türkiye’de yılın en soğuk ayı olan Ocak, aynı zamanda en ölümcül ay olma unvanını da taşıyor. TÜİK’in 2024 verilerine göre Ocak ayında 48.698 kişi hayatını kaybetti. Bu rakam, yılın en az ölümün yaşandığı Eylül ayından tam 11.533 daha fazla. Sadece bir aylık fark, orta büyüklükteki bir ilçenin nüfusu kadar can kaybı anlamına geliyor.
Soğuk havanın insan sağlığı üzerindeki etkisi, bu verilerle somut olarak ortaya çıkıyor. Ocak ayındaki ölüm sayısı, yıllık ortalamanın %20’sinin üzerine çıkıyor. Bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil; tüm dünyada kış aylarında ölüm oranlarının artması, bilimsel literatürde kanıtlanmış bir gerçek.
Soğuk havanın ölümcül etkisinin arkasında birden fazla faktör var. İlk olarak, düşük sıcaklıklar kalp ve dolaşım sistemi üzerinde ek yük oluşturuyor. Soğukta damarlar büzülüyor, kan basıncı yükseliyor ve kalp daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum özellikle yaşlı bireyler ve kalp hastalarında fatal sonuçlar doğurabiliyor.
2024 yılında hangi ayda kaç kişi hayatını kaybetti?
2024 Aylık Ölüm Dağılımı:
- Ocak: 48.698 ölüm
- Şubat: 40.711 ölüm
- Mart: 40.892 ölüm
- Nisan: 39.731 ölüm
- Mayıs: 39.251 ölüm
- Haziran: 41.209 ölüm
- Temmuz: 42.223 ölüm
- Ağustos: 40.266 ölüm
- Eylül: 37.165 ölüm
- Kasım: 38.830 ölüm
- Aralık: 40.676 ölüm
Mevsimsel Karşılaştırma:
- Kış Ayları (Aralık, Ocak, Şubat): 130.085 ölüm
- Yaz Ayları (Haziran, Temmuz, Ağustos): 123.698 ölüm
- Fark: 6.387 ölüm (kış lehine)
Sebep sadece soğuk değil…
Kış aylarında artan ölümlerin sadece soğukla ilgisi yok. Bu dönemde grip, zatürre ve diğer solunum yolu enfeksiyonları da artıyor. Kapalı mekanlarda geçirilen sürenin uzaması, virüslerin yayılmasını kolaylaştırıyor. Özellikle yaşlı nüfusta zatürre vakaları kış aylarında doruk yapıyor ve bu durum ölüm oranlarına doğrudan yansıyor.
Ocak ayının bu kadar ölümcül olmasının bir başka nedeni de tatil sonrası sendromu. Yeni yıl tatillerinde düzensiz beslenme, alkol tüketimindeki artış ve stres seviyelerindeki değişim, kronik hastalığı olanları olumsuz etkiliyor. Ayrıca bu dönemde hastane ziyaretlerinin ertelenmesi, acil durumların geç fark edilmesine neden olabiliyor.
Yaz aylarında da tehlike var
İlginç olan nokta, yaz aylarında da ölüm sayılarında bir artış olması. Temmuz ayı 42.223 ölümle yılın ikinci en ölümcül ayı konumunda. Bu durum, aşırı sıcakların da özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olan bireyler üzerinde olumsuz etkisinin olduğunu gösteriyor. Sıcak çarpması, dehidratasyon ve kalp-damar sistemi üzerindeki ek yük, yaz aylarında da ölüm oranlarını artırıyor.
Ilıman koşullarda sağlık durumu daha iyiye gidiyor
Eylül ayının en düşük ölüm oranına sahip olması da dikkat çekici. Bu dönem, hem aşırı sıcak hem de aşırı soğuktan uzak, ılıman hava koşullarının hakim olduğu bir dönem. İnsanların tatil sonrası normale döndüğü, okul ve iş hayatının düzenlendiği bu dönemde, genel sağlık durumunun da iyileştiği görülüyor.
Mayıs ayının da düşük ölüm oranına sahip olması, bahar aylarının insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisini gösteriyor. Bu dönemde vitamin D sentezi artıyor, insanlar daha fazla dış mekanda vakit geçiriyor ve genel moral durumu iyileşiyor.
Bu veriler, sağlık sistemlerinin kış aylarına özel hazırlık yapması gerektiğini gösteriyor. Grip aşısı kampanyalarının zamanlaması, yaşlı bakım evlerinde alınan önlemler, evde sağlık hizmetlerinin artırılması ve acil durum kapasitelerinin genişletilmesi kritik önem taşıyor.
Kişisel düzeyde ise kış aylarında alınacak basit önlemler hayat kurtarıcı olabiliyor. Düzenli ilaç kullanımı, uygun giyinme, dengeli beslenme ve evi yeterince ısıtma gibi basit tedbirler, riski önemli ölçüde azaltabiliyor. Özellikle yaşlı bireyler ve kronik hastalığı olanlar için kış aylarında daha sık sağlık kontrolü yaptırması hayati önem taşıyor.
Not: Bu haber Onur Metin tarafından, hepsiveri.com için yapılmıştır.