Almanya’da Kadınlara Yönelik Şiddet Vakalarında Artış

Almanya'nın İstanbul Sözleşmesi'ni uygulamadaki durumu, diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında ortalama bir seviyede değerlendirilebilir. Ancak: İskandinav ülkeleri (Norveç, İsveç, Finlandiya) gibi ülkeler, İstanbul Sözleşmesi’ni kapsamlı bir şekilde uygulayan örnekler olarak öne çıkıyor. Almanya’nın hala, kadın sığınma yerleri ve toplumsal farkındalık konusunda bu ülkelerin gerisinde olduğu ifade ediliyor.

Almanya’da kadınlara yönelik şiddet vakaları endişe verici boyutlara ulaştı. Federal Kriminal Polis Ofisi’nin (BKA) raporuna göre, 2023 yılında partner şiddeti ve cinayet vakalarında ciddi bir artış yaşandı. Kadın hakları savunucuları ve hükümet yetkilileri, bu krizin çözümü için acil eylem çağrısında bulunuyor.

Kadın Cinayetleri: Korkutucu İstatistikler

BKA’nın son raporu, Almanya’da kadınların özellikle erkek partnerleri veya eski partnerleri tarafından hedef alındığını gösteriyor. Rapora göre:

2023 yılında 360 kadın cinayeti işlendi. Bu cinayetlerin önemli bir kısmı, kadının partneri tarafından işlendi. Bu cinayetlerden 155’i, partner veya eski partner kaynaklı olarak kaydedildi. Veriler, Almanya’da neredeyse her gün bir kadın cinayetinin yaşandığını ortaya koyuyor.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bu durumu “kabul edilemez” olarak nitelendirerek şu ifadeyi kullandı: “Kadınlar sadece kadın oldukları için şiddete maruz kalıyor ve hayatlarını kaybediyor. Bu, Almanya gibi bir ülkede asla olmamalı.”

Kadın Sığınma Evlerinin Durumu: Yetersiz Hizmetler

Almanya’daki kadın sığınma evleri ve destek hizmetlerinin kapasitesi, mevcut talebi karşılamakta yetersiz kalıyor. Avrupa Konseyi’nin İstanbul Sözleşmesi’ne göre Almanya’da kadınlar ve çocuklar için 14.000 ek sığınma yeri gerekiyor. Ancak şu anda:

  • Kadın sığınma hizmetlerine yılda yalnızca 300 milyon euro yatırım yapılıyor.
  • Uzmanlara göre, etkili bir koruma sağlayabilmek için bu rakamın 1,6 milyar euro düzeyine çıkarılması gerekiyor.

Kadın hakları örgütleri, yetersiz sığınma evlerinin mağdurları koruma konusunda büyük bir engel teşkil ettiğini vurguluyor.

Feminizit – 2023 Yılında Kadın Cinayetleri (Girişimler ve Tamamlananlar)

  • 938 kız ve kadın, cinayet girişimleri ya da tamamlanan cinayetlerin kurbanı oldu.
  • 360 kız ve kadın hayatını kaybetti.
  • 2023 yılı boyunca Almanya’da neredeyse her gün bir feminizit vakası yaşandı.

Kaynak: BKA Durum Raporu “Kadınlara Yönelik Cinsiyet Temelli Suçlar 2023”

Cinsel Suçlar Alanındaki Erkek Şüphelilerin Dağılımı

  • Tecavüz, cinsel zorlama ve cinsel saldırı suçlarında şüphelilerin %98.9’u erkek.
  • Cinsel taciz vakalarında erkek şüphelilerin oranı %98.7.
  • 14 yaş ve üzerindeki çocuklar, gençler ve korunma altındaki kişilerle ilgili cinsel istismar suçlarında erkek şüphelilerin oranı %95.5.

Kaynak: BKA Durum Raporu “Kadınlara Yönelik Cinsiyet Temelli Suçlar”

Partner Şiddeti: Görünmeyen Kriz

Kadınların maruz kaldığı şiddet yalnızca cinayetlerle sınırlı değil. Fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet gibi farklı biçimlerde de kadınlar hedef alınıyor. Almanya’daki partner şiddetine ilişkin veriler, bu durumun boyutlarını ortaya koyuyor:

2022’de bildirilen şiddet vakalarının %80’i kadın mağdurlardan oluşuyordu. Şiddetin genellikle ayrılık dönemlerinde veya boşanma süreçlerinde yoğunlaştığı belirtiliyor.

Bu durum, kadınların çoğunlukla partnerlerinden ayrılmak istediklerinde daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor.

Kadın Hakları Savunucularının Talepleri

Kadın hakları savunucuları, şiddetle mücadele konusunda hükümete acil eylem çağrısında bulunuyor. Talepler arasında şunlar yer alıyor:

  1. Daha Fazla Kaynak: Kadın sığınma evlerinin kapasitesinin artırılması ve destek hizmetlerinin genişletilmesi.
  2. Eğitim Programları: Hem kadınlara hem de topluma yönelik bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi.
  3. Yasal Düzenlemeler: Partner şiddetiyle ilgili daha sert cezai yaptırımların uygulanması.

Kadın sivil toplum kuruluşları ayrıca, erkeklere yönelik rehabilitasyon programlarının artırılmasını talep ediyor. Bu programlar, şiddet uygulayan erkeklerin davranışlarını değiştirmeyi amaçlıyor.

Almanya’da İstanbul Sözleşmesi’nin Uygulanması

Almanya, kadın haklarını koruma amacıyla İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ülkeler arasında yer alıyor. Ancak sözleşmenin tam anlamıyla uygulanmadığı eleştirileri sıklıkla dile getiriliyor. Eleştiriler arasında, sığınma hizmetlerinin yetersiz kalması, şiddet mağdurlarına yönelik hukuki desteğin eksikliği ve koruma emirlerinin uygulanmasındaki aksaklıklar bulunuyor.

Sözleşmenin uygulanması konusunda yaşanan bu eksiklikler, şiddet mağdurlarını daha da savunmasız bir hale getiriyor.

Almanya, 2018 yılında İstanbul Sözleşmesi’ni (Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi) resmen onayladı ve yürürlüğe koydu. Ancak, sözleşmenin Almanya’da tam anlamıyla uygulanabildiği söylenemez. Uygulama konusunda çeşitli başarılar ve eksiklikler bulunmaktadır. Bu durumu detaylı şekilde ele almak için birkaç başlığa ayırabiliriz:

1. Başarılar
Almanya, İstanbul Sözleşmesi’nin bazı maddelerini uygulamakta önemli adımlar atmıştır:

Kadın Sığınma Evleri: Sözleşme doğrultusunda kadın sığınma evlerinin varlığı sürdürülmektedir. Ancak kapasite eksikliği hala büyük bir sorun olarak öne çıkıyor.
Farkındalık Çalışmaları: Kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik bilinçlendirme kampanyaları ve eğitimler düzenlenmiştir.
Hukuki Düzenlemeler: Şiddet mağdurlarına yönelik koruma emirleri ve hukuki yardımlar sağlanmaktadır. Özellikle aile içi şiddet mağdurlarına yönelik bazı yasal düzenlemeler güçlendirilmiştir.

2. Eksiklikler
Almanya’nın İstanbul Sözleşmesi’ni tam anlamıyla uygulayamadığına dair eleştiriler, birkaç temel noktada toplanmaktadır:

a) Kadın Sığınma Evlerinin Yetersizliği
Avrupa Konseyi standartlarına göre Almanya’nın, kadınlar ve çocuklar için yaklaşık 14.000 ek sığınma yeri sağlaması gerekiyor. Ancak mevcut durumda, bu kapasitenin oldukça gerisinde kalınıyor.
Kadın sığınma evleri, talebi karşılayacak düzeyde finanse edilmediği için birçok kadın şiddetten kaçarken barınacak yer bulmakta zorlanıyor.

b) Maddi Kaynak Eksikliği
Uzmanlar, kadınlara yönelik koruma mekanizmalarının geliştirilmesi için yıllık 1,6 milyar euro gerekliliğini vurgularken, şu anda bu alana yalnızca 300 milyon euro yatırım yapıldığı belirtiliyor. Bu kaynak yetersizliği, İstanbul Sözleşmesi’nin etkili bir şekilde uygulanmasını engelliyor.

c) Eyaletler Arasındaki Uygulama Farklılıkları
Almanya’nın federal yapısı, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasında farklı eyaletlerde eşitsiz sonuçlar doğuruyor. Bazı eyaletler, şiddetle mücadele için yeterince kaynak ayırmazken, diğerleri bu konuda daha ileri adımlar atıyor. Bu, mağdurların bulunduğu yere göre farklı seviyelerde destek almasına neden oluyor.

d) Göçmen Kadınlar İçin Eksiklikler
Göçmen kadınların İstanbul Sözleşmesi kapsamındaki haklarına erişim konusunda ciddi eksiklikler olduğu belirtiliyor. Özellikle oturum izinleriyle bağlantılı olarak şiddet mağduru olan göçmen kadınlar, destek mekanizmalarına ulaşmakta güçlük çekiyor.

e) Eğitim ve Bilinçlendirme Eksiklikleri
Polis ve diğer kolluk kuvvetleri, şiddet vakalarına yaklaşım konusunda yeterince eğitimli değil. Bu durum, kadınların şiddet mağduru olduklarında ihtiyaç duydukları desteği almasını zorlaştırıyor.

3. Sivil Toplum ve Uzmanların Eleştirileri
Almanya’da kadın hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasındaki eksikliklere sık sık dikkat çekiyor:

Yasal Düzenlemelerin Gecikmesi: Kadın sığınma evleri ve destek mekanizmalarına yönelik yasal düzenlemeler, federal ve eyalet hükümetleri arasındaki finansman tartışmaları nedeniyle yavaş ilerliyor.
Toplumsal Dönüşümün Yetersizliği: Sivil toplum kuruluşları, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha geniş çaplı bir dönüşüm gerektiğini savunuyor.

4. Uluslararası Karşılaştırma
Almanya’nın İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamadaki durumu, diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında ortalama bir seviyede değerlendirilebilir. Ancak:

İskandinav ülkeleri (Norveç, İsveç, Finlandiya) gibi ülkeler, İstanbul Sözleşmesi’ni kapsamlı bir şekilde uygulayan örnekler olarak öne çıkıyor.
Almanya’nın hala, kadın sığınma yerleri ve toplumsal farkındalık konusunda bu ülkelerin gerisinde olduğu ifade ediliyor.

5. Çözüm Önerileri
Kadın hakları savunucuları ve uzmanlar, İstanbul Sözleşmesi’nin daha etkin bir şekilde uygulanması için şu önerilerde bulunuyor:

Sığınma Evlerinin Genişletilmesi: Kadınlar için güvenli barınma olanaklarının artırılması.
Daha Fazla Yatırım: Şiddetle mücadeleye ayrılan kamu fonlarının artırılması.
Göçmen Kadınlar İçin Özel Politikalar: Göçmen kadınların dil ve yasal prosedür engellerini aşabilmesi için özel destek mekanizmaları oluşturulması.
Eğitim Programları: Polis, sağlık çalışanları ve yargı mensuplarına yönelik eğitimlerin artırılması.
Şiddet Uygulayanlara Müdahale: Şiddet uygulayan erkeklere yönelik rehabilitasyon ve terapi programlarının genişletilmesi.

Şiddetin Önlenmesi İçin Öneriler

Uzmanlar, kadınlara yönelik şiddeti önlemek için kapsamlı bir strateji oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Önerilen çözümlerden bazıları şunlar:

  1. Erken Müdahale Mekanizmaları: Şiddet riski altındaki kadınların daha hızlı ve güvenilir bir şekilde korunmasını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi.
  2. Şiddet Göstergelerinin Eğitimi: Polis ve sosyal hizmet görevlilerine, şiddet belirtilerini daha iyi tanıyabilmeleri için eğitim verilmesi.
  3. Finansal Bağımsızlık: Kadınların ekonomik olarak bağımsız olmalarını destekleyen politikaların uygulanması, şiddet döngüsünden çıkmalarını kolaylaştırabilir.

Alman Hükümeti’nin Planları

Aile Bakanı Lisa Paus, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması için daha fazla önlem alınması gerektiğini vurguladı. Ancak federal ve eyalet hükümetleri arasında yaşanan finansman anlaşmazlıkları, gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesini geciktiriyor.

Hükümetin planları arasında şunlar yer alıyor:

  • Kadın sığınma evlerinin kapasitesinin artırılması,
  • Mağdurlara hukuki destek sağlanması,
  • Şiddet karşıtı eğitim programlarının hayata geçirilmesi.

Ancak bu planların uygulanabilmesi için hem federal hem de yerel düzeyde daha fazla kaynağa ihtiyaç var.

Uluslararası Perspektif: Almanya’da kadına yönelik şiddet neden artıyor?

Kadınlara yönelik şiddetin Almanya’da artış göstermesi, küresel bir trendin parçası olarak değerlendiriliyor. Uzmanlara göre, artışın nedenleri arasında şunlar yer alıyor:

  • Pandemi Sonrası Stres: COVID-19 pandemisi sırasında aile içi şiddet vakaları dünya genelinde arttı. Almanya’da bu durumun etkileri hala hissediliyor.
  • Ekonomik Sorunlar: Ekonomik belirsizlik ve işsizlik, aile içi çatışmaları artırabiliyor.
  • Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Kadınların sosyal ve ekonomik hayatta erkeklerle eşit haklara sahip olmaması, şiddeti tetikleyen bir diğer önemli faktör.

Bu nedenlerin bir araya gelmesi, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesini daha karmaşık hale getiriyor. Almanya’da kadınlara yönelik şiddet, sadece bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması. Hükümet yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve bireyler, bu krizin çözümü için birlikte hareket etmek zorunda.

Kadın hakları savunucuları, bu sorunun yalnızca daha fazla kaynakla değil, aynı zamanda köklü bir toplumsal değişimle çözülebileceğini vurguluyor. Bu nedenle, toplumu bilinçlendirme, mağdurlara destek sağlama ve şiddeti önleme çalışmalarının bir arada yürütülmesi büyük önem taşıyor.

More From Forest Beat

Ev işlerini paylaşmayan erkekler, eşlerinin cinsel isteğini nasıl öldürüyor? Bilim yanıtlıyor

Küresel araştırmalar gösteriyor ki kadınların %59'u ev işlerinin büyük kısmını tek başına yaptığını bildiriyor, ancak bu durumda bulunan kadınlar arasında cinsel istek düşüklüğü dramatik...
Kadın
14
dakika

Increase in Violence Against Women in Germany

Cases of violence against women in Germany have reached alarming levels. According to the Federal Criminal Police Office (BKA) report, there was a significant...
DataNews
6
dakika

Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet: Güncel Veriler ve Mücadele Stratejileri

25 Kasım, Birleşmiş Milletler tarafından "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" olarak kabul edilmiştir. Bu gün, dünya genelinde kadınlara yönelik şiddetin sona erdirilmesi...
Kadın
7
dakika

Türkiye’de bebek ölüm hızları düşüyor: Bebek ölüm oranı, hangi ilde kaç...

Son yıllarda Türkiye'de bebek ölüm hızında önemli bir düşüş kaydedildi. Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan son verilere göre, 2023 yılı itibarıyla her 1.000 canlı doğum...
Çocuk
5
dakika
spot_imgspot_img