Bir çocuk sömürüsü olarak Çıraklık Uygulaması: MESEM Sistemi ve Hak İhlalleri Raporu

FİSA Çocuk Hakları Merkezi tarafından hazırlanan “Mesleki Eğitim Merkezi Öğrencilerinin (Çırakların) Haklara ve Özgürlüklere Erişim Raporu”, çırak olarak çalıştırılan çocukların maruz bırakıldığı hak ihlallerini verilerle ortaya koyuyor. İstanbul, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep'te yapılan saha çalışmaları sonucunda hazırlanan rapor; çırak, öğretmen ve idarecilerden oluşan 24 görüşmecinin görüşlerine de yer veriyor.

Son bir yılda MESEM uygulamasıyla “çırak” adı altında insanlık dışı koşullarda işçi olarak çalıştırılan 9 çocuk iş cinayetleriyle yaşamını yitirdi. 14 yaşındaki Arda Tonbul sac büküm makinesine sıkışarak, 17 yaşında Alperen Enes Ural inşaatta doğalgaz borusu döşerken yüksekten düşerek, 17 yaşındaki Muratcan Eryılmaz inşaatta yüksekten düşerek, 15 yaşındaki Erol Can Yavuz üzerine sunta bloklarının devrilmesi sonucu, 17 yaşındaki Ömer Çakar klima tesisatı döşerken ikinci kattan düşerek, 16 yaşındaki Zekai Dikici inşaatta yüksekten düşerek, 17 yaşındaki Ulaş Dumlu atık havuzuna düşerek, 15 yaşındaki Alperen Kocayavuz inşaatta yüksekten düşerek ve 16 yaşındaki Eren Dağ çalıştığı sondaj firmasında bir tarlada kuyu açmak için sondaj çalışması yapılırken elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi.

Çocukları 14 yaşından itibaren ucuz iş gücü olarak gören ve yoksul ailelerin çocuklarını eğitimden uzaklaştırarak “çırak” adı altında işçileştirmeye hizmet eden MESEM sistemi, devlet eliyle çocuk işçiliğinin teşvik edilmesi anlamını taşıyor.

FİSA Çocuk Hakları Merkezi tarafından hazırlanan “Mesleki Eğitim Merkezi Öğrencilerinin (Çırakların) Haklara ve Özgürlüklere Erişim Raporu”, çırak olarak çalıştırılan çocukların maruz bırakıldığı hak ihlallerini verilerle ortaya koyuyor. İstanbul, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep’te yapılan saha çalışmaları sonucunda hazırlanan rapor; çırak, öğretmen ve idarecilerden oluşan 24 görüşmecinin görüşlerine de yer veriyor.

Rapora göre MESEM uygulaması binlerce çocuğu temel haklarından ve eğitimden mahrum bırakıyor, güvenliksiz çalışma koşulları çocukların yaşamını tehdit ediyor ve uygulama çocuk işçiliğini artırmaya hizmet ediyor.

Çocuk İşçiliğinde MESEM Etkisi

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), çocukların “eğitim” aldıkları yerler olarak bilinse de, gerçekte çocuk işçi üretim merkezi haline gelmiş durumda. Bu eğitim merkezlerinde, çocuklar düşük ücretlerle ve güvenli olmayan koşullarda çalıştırılıyorlar, iş sağlığı ve güvenliği gibi temel haklardan mahrum bırakılmaktadır. Çocukların günlük çalışma süreleri genellikle yasal sürenin çok üzerine çıkıyor ve gece çalıştırılma gibi insanlık dışı uygulamalar da yaygın bir şekilde devam ediyor.

Rapor, çocukların günlük 11-12 saate varan mesailerle çalıştırıldığını, yaygın bir biçimde fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldıklarını, dinlenmeleri gereken öğle molalarının bile ihlal edildiği ortaya koyuyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) çocuk işçiliğiyle mücadele edileceği yönünde açıklamalar yapsa da, yaşanan gerçeklik bunun tam aksini işaret ediyor. Rapor, MESEM sisteminin çocuk işçiliğini yaygınlaştırdığına ve sistemin çocukları eğitimden uzaklaştırdığına işaret ediyor. SGK kayıtlarına göre, MESEM’lere kayıtlı çırakların sayısı ikiye katlanmış durumda. Çıraklar haftanın 4-5 gününü işyerlerinde geçirirken, eğitim hakkından ve çocukluklarından uzaklaşıyorlar.

MESEM programlarında çocukların eğitimleri aksıyor. Çocuklar, matematik, Türkçe gibi temel derslerin işlenmediğini, derslerin genellikle formaliteden ibaret olduğunu belirtiyor. Raporda, çocukların eğitimden koparak işyerlerine bağımlı hale geldiği ve bu durumların sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediği de öneli bir tespit olarak yer alıyor.

Çocukların Sağlığını ve Güvenliğini Hiçe Sayan Denetimli Denetimsizlik

Türkiye’de çocuk işçiliğiyle mücadele için çeşitli yasalar ve düzenlemeler olsa da, bu yasaların uygulama noktasında ciddi eksiklikler ve boşluklar bulunuyor. Rapor, yasal denetimlerin yetersizliğini ve kapsamlı düzenlemelerin eksikliğini açıkça ortaya koyuyor.

  • Türkiye’de gerek işin yürütümü gerekse işçi sağlığı iş güvenliğine ilişkin teftişler yıllar içinde önemli ölçüde azalmıştır.
  • 2023 yılı itibariyle teftiş edilen işyerlerinin toplam işyerlerine oranı binde 4’tür (%0,4). Başka bir ifadeyle, bin işyerinden ancak 4 tanesi denetlenebilmektedir.
  • Aynı yıl için teftiş gören işçilerin oranı ise %7’dir.
  • Teftiş sayısı   azalırken, teftişlerde ulaşılan işçi sayısının aynı hızla gerilememesi, teftiş faaliyetlerinin büyük ölçekli işyerlerine kaydırıldığını göstermektedir.[i]

Yasal boşluklar, çocukların haklarının korunmasız bırakıyor. Çocuk işçiliğiyle mücadele etmesi gereken devlet, denetimsizliği meşrulaştırarak çocukları güvensiz ortamlarda çalışmaya mecbur bırakıyor. Denetim mekanizmaları mevzuatta varmış gibi görünse de uygulamada olmaması, çocuk sömürüsünü sürdürülebilir hale getiriyor.

Rapora göre çocukların çalıştığı sektörlerdeki denetimler ya çok nadir ya da hiç yapılmıyor. 2019-2023 yılları arasında yapılan iş teftişlerinde, 30.000’den fazla çocuk işçinin işyerlerinde tespit edilmediği ve büyük çoğunluğunun güvenli olmayan ortamlarda çalıştırıldığı belirtiliyor.

Çocuklar İş Kazalarına Maruz Bırakılıyor, Sağlıkları Hiçe Sayılıyor

Çırak olarak çalıştırılan çocukların karşılaştığı en büyük tehlike, iş kazaları. Çalıştırıldıkları sektörlerdeki yüksek riskler, çocukların ölümcül kazalar yaşamasına neden oluyor. SGK verilerine göre çocukların iş kazası geçirme oranı, 2016-2023 yılları arasında %40 oranında arttı.

2019-2023 yıllarını kapsayan 5 yılda ise çocukların maruz bırakıldığı iş kazalarının sayısı 2,4 kat (%240) oranında artmış durumda. SGK kayıtlarını yansıtan bu oran, kayıt altına alınmış olan iş kazalarını yansıyor. Çocukların çoğu, çalıştırıldıkları yerlerde maruz bırakıldıkları kazalar nedeniyle ciddi yaralanmalar yaşıyor ancak çoğu zaman sağlık hizmetlerine ulaşmaları engelleniyor ve kazalar kayıt altına alınmıyor.

Raporun bulguları, çırak olarak çalıştırılan çocukların maruz bırakıldığı kazaların sıklıkla saklandığını ve kayda geçmediğini vurguluyor. İş kazalarının %25’i, çocukların çok zorlanarak çalıştıkları, denetimden uzak, güvenlik önlemleri almayan atölyelerde meydana geliyor.

Çocuk İşçiliği Yasal, Çocukların Haklarını Savunması Yasal Değil

“Türk iş hukukunda çıraklar işçi tanımında kullanılan tüm gerekleri (bağımlı çalışma, emir ve talimat alma, ücret alma gibi) taşımalarına karşın işçi olarak kabul edilmeyen bir gruptur. Yasal olarak işçi kabul edilmediklerinden dolayı sendika üyesi olamazlar ve örgütlenemezler.”[ii]

FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin raporuna göre bir diğer hak ihlali de çocuk işçilerin sendikal haklarının tanınmaması. Çocukların sendikaya üye olma hakları ve bu hakları savunmak için seslerini duyurma hakları engelleniyor. 2023 yılı itibarıyla, MESEM’lere kayıtlı 10.000’den fazla çocuk işçi, sendikal haklardan mahrum bırakıldı. Bu durum, çocukların yalnızca emeklerinin sömürülmesine değil, aynı zamanda haklarını savunmalarına da büyük bir darbe vuruyor. Çocuk işçilerin haklarını savunabilecekleri hiçbir örgütlenme alanı yok. Sendikalara katılmak, işçi haklarını savunmak, adil ücret talep etmek gibi temel hakları, çocuklara tanınmıyor. Bu koşullarda, çocuk işçilerin sesi duyulmaz hale geliyor, kendilerini savunabilme olanakları da yok oluyor.

Özetle; çocukların işçi olarak çalıştırılması yasal ama işçi statüsünde kabul edilmiyorlar. Uzun mesailerle, kötü koşullarda, üç kuruşa çalıştırmalarına göz yumuluyor ama haklarını savunmak için örgütlenmeleri yasa dışı sayılıyor.

MESEM Neye Hizmet Ediyor?

Milli Eğitim Bakanlığı MESEM programı ile işletmelerin çırak ihtiyacının karşılanmasını hedefliyor. Aynı zamanda programın usta çırak ilişkisiyle meslek edinmeye hizmet ettiği ifade ediliyor.

TÜİK verilerine göre 2023 yılında Türkiye’de çocuk yoksulluğu % 31,3 oranında. Toplam çocuk nüfusuna oranla her 10 çocuktan 3’ünün yoksul olduğu ortaya çıkıyor. OECD’ye göre Türkiye’de çocuk yoksulluğu, toplam nüfusun yoksulluk oranından daha fazla.

Tüm bu verilerle bakıldığında, MESEM programının bütünü gibi geçiş hakkının kolaylaştırılması da; sermayenin devlet desteğiyle çocuk yoksulluğundan faydalanmasına hizmet ettiği açıkça görünüyor. Çocukların köleleştirildiği, denetimsiz bir sistemle çocuklar eğitimden kopartılarak sermayeye karşılıksız iş gücü olarak sunuluyor.

FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin “Mesleki Eğitim Merkezi Öğrencilerinin (Çırakların) Haklara ve Özgürlüklere Erişim Raporu”, çocuk işçiliğinin eğitimle maskelendiği bu sistemi tüm yönleriyle gözler önüne sererken, raporun ortaya koyduğu sonuçlar da çıraklık adı altında yasallaştırılan ticari çocuk sömürüsüne karşı herkesi çocuk hakları mücadelesini yükseltmeye çağırıyor.

[i] FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Mesleki Eğitim Merkezi Öğrencilerinin (Çırakların) Haklara ve Özgürlüklere Erişim Raporu

[ii] Özveri, Murat (2023) Türkiye İşçi Hukuku, I. Cilt, Cerenler Vakfı, 402-4218.

More From Forest Beat

Doğum oranı 1,48’e düştü, 2038’de nüfus ilk kez azalacak

Kadın başına doğum sayısı 7 çocuktan 1,48 çocuğa düştü. Türkiye cumhuriyet tarihinin en büyük demografik kriziyle karşı karşıya. TÜİK'in 2024 verilerine göre, kadın başına ortalama...
Çocuk
6
dakika

İktidarın Çocuk Politikası hapishanelerdeki çocuk sayısına nasıl yansıyor?

Çocukların yaşadığı toplumun bütün sorunlarından yetişkinlerden daha fazla etkilendikleri bilinen bir gerçek. OECD’nin 2024 verilerine göre Türkiye çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ülkelerden biri...
Çocuk
8
dakika

Murat Kurum’un kreş kararı tartışma yarattı: Seçim vaatleriyle çelişiyor

Son günlerde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın belediyelere bağlı kreşlerin kapatılması yönündeki talimatı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu karar, özellikle son yerel seçimde...
Çocuk
5
dakika

Hangi ülkede ailelerin kaç çocuğu var? Türkiye’nin durumu ne?

Türkiye'de son yıllarda doğurganlık hızı düşüş eğiliminde. TÜİK verilerine göre, doğurganlık hızı aile başına çocuk sayısında azalma olduğunu gösteriyor. Bu eğilim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailelere...
Çocuk
7
dakika
spot_imgspot_img